Kayıtlar

Nazım Hikmet Ran'dan bir şiir...

Angina Pektoris Yarısı buradaysa kalbimin yarısı Çin’dedir, doktor Sarı nehre doğru akan ordunun içindedir Sonra her şafak vakti doktor Her şafak vakti kalbim Yunanistan'da kurşuna diziliyor. Sonra, bizim burada mahkûmlar uykuya varıp Revirden el ayak çekilince Kalbim Çamlıca' da bir harap konaktadır Her gece doktor.. Sonra şu on yıldan bu yana Benim fakir milletime ikram edebildiğim Bir tek elmam var elimde doktor Bir kırmızı elma: Kalbim.. Ne arteryo skleroz,ne nikotin ne hapis.. İşte bu yüzden doktorcuğum bu yüzden Bende bu angına pektoris Bakıyorum geceye demirlerden Ve iman tahtamın üstündeki korkunç baskıya rağmen Kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor.. Nazım Hikmet Ran

Muhibbi'den iki mısra...

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi... Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi... Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman)

Oh Be...

Oh be... Sonunda 2.vizelerimi de iyi kötü geçirdim... Ne kadar iyi geçtikleri tatışılır ama yine de fena değildi. Ve artık evime gitmek istiyorum. İnşaallah bayram arifesi Muğla'da evimde olacağım. İple çekiyorum arife gününü... Bayağı özlemişim ya evimi ve ailemi...

Bir Yıl Daha Geldi, Geçiyor...

Bir yılı daha geride bıraktık hayırlısıyla... Yeni yılın herkese güzellikler getirmesi dileğiyle iyi yıllar... Sayfama arada bir de olsa uğrayanlara 2005'in son mesajı ile selamlar... 2006'da görüşmek üzere...

Yılbaşına 3 gün :-) , 2.Vizelere 4 gün :-( kaldı...

Yaklaşık 5 haftalık bir aradan sonra tekrar buradayım; yılbaşına 3, 2.vizelere 4 gün kala... Şu an kütüphanedeyim. Biyoistatistik çalıştıktan sonra kütüphaneye bağlandığından haberimin olmadığı wireless internet muhabbetini denemek için laptopumu açtım ve bingo... Wireless internet oldukça hızlı bir şekilde emrimde... :-) Keşke bunu daha önce keşfedebilseydim. Malum haftaya vizelerim var ve benim ders çalışmam lazım. Ve dolayısıyla da bu wireless internet nimetinden ilk dönem pek faydalanamayacağım galiba... Neyse benden şimdilik bu kadar. Ders çalışmam lazım...

Geçirdiğim vahim kaza ve sonrasına oluşan manzara...

Resim
Herşey 21 Kasım sabahı uyanmamla başladı. Kalktıktan sonra battaniyemi katlarken elimi tavanda asılı bulunan ince camdan süsleri bulunan avizeye vurdum (nasıl becerdin diyenlere cevap: boyum 1.90) ve sağ elimin işaret parmağının ikinci boğumunda derin bir kesik oluştu. Bunun üzerine hastaneye gittik. Parmağımda tendon kesiği olma ihtimaline karşı incelemek için ve varsa müdahale etmek için beni ameliyata aldılar. Ve harbiden de tendon kesiği varmış... Operasyon sonrası parmaklarımı sabitlemek için Ganalı doktorum Osman Bey elimi 3 hafta elimde duracak yarım alçıya aldı. Ve sonrasında oluşan manzara da aşağıda işte: Uzun boylu olmanın dezavantajlarından biri de bu işte... Boyu uzun olanlar ellerini yukarıya doğru kaldırmadan önce ellerini kaldırdıkları yere dikkat etsinler... Benden söylemesi...
Resim
 
Resim
 

Edirne'deki 2. Haftam

Artık Edirne'de bir Tıp öğrencisi olarak öğrenim görüyorum ve 2. haftayı da yakında bitireceğiz. Herkes ilk izlenimlerimi soruyor: Edirne güzel bir şehir, şehir yapısı olarak Muğla'ya benziyor. Üniversite de güzel ama şu anfileri de yeniden yapılandırsalarmış iyi olurmuş. Neyse bu tür şeylere takılmıyoruz ve tıbbın meşakkatli yolunda yürümeye devam ediyoruz. Henüz dersler zorlamıyor ve ilk dönem de derslerin pek zorlamayacağı söyleniyor. Sınıftaki arkadaşlarla da yavaş yavaş tanışıyorum. İyi bir ortam olacak gibi görünüyo... Hadi hayırlısı...