Unutmak fizyolojik, çalışmamak patolojiktir..
...Senai Demirci'den çok hoş bir yazı...
Ben sustum, sen söyle iyiliğimi... Niye bana uzaksın sevdiceğim? Gözlerinin büyüsünü özlemedim mi sanıyorsun? Sözlerinin sıcağı kalbimde bin efsûn. Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca, sevda yetim; aşk öksüz, şefkat kimsesiz. Sensiz, hesapların hepsi yarım kalıyor. Sensiz, defterlerin hepsi açık duruyor. Hata etmişim, şimdiye dek varlığını hesaplamışım hep; çok geç anlıyorum. Yokluğun ne hesaba gelmez işmiş; kıvranıyorum, yanıyorum, ağlıyorum. Beni unutmadın değil mi? Unutmak ne garip şey ki, unutanlara unuttuğunu da unutturuyor. Dipsiz bir kuyuya düşüyor gibisin; içindeki unutuş bin kuyuyu kuyuya atıyor. Seni unutmak bana haram olsun. Unutulmak ne acı şey ki; unutulanın unutulduğu kimsenin hatırına gelmiyor. Sonsuz bir karanlıkta yitiyor gibisin; unutuluşun nice karanlığı karanlığa itiyor. Senin unutman bana uzak olsun. Alev üşür mü bi’tanem? Taş katılığına yanar mı? Dağ yalnızlığına ağlar mı? Ayrılığın araya girmekten bıktığı olur mu? Yalnızlığın da canı sıkılmaz mı? ...
virgülden öncesi şevkimi kırsa da devamı fena gaza getiriyor. ben çok sevdim bu sözü, koca harflerle yazıp astım duvarıma. hatta sadece ben motive olmayayım başkaları da faydalansın diye dün akşam "hiç TUS çalışmayan" intern bi arkadaşıma yolladım. bugün elinde kitapla kütüphaneye giderken gördüm onu...
YanıtlaSil