Ben sustum, sen söyle iyiliğimi... Niye bana uzaksın sevdiceğim? Gözlerinin büyüsünü özlemedim mi sanıyorsun? Sözlerinin sıcağı kalbimde bin efsûn. Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca, sevda yetim; aşk öksüz, şefkat kimsesiz. Sensiz, hesapların hepsi yarım kalıyor. Sensiz, defterlerin hepsi açık duruyor. Hata etmişim, şimdiye dek varlığını hesaplamışım hep; çok geç anlıyorum. Yokluğun ne hesaba gelmez işmiş; kıvranıyorum, yanıyorum, ağlıyorum. Beni unutmadın değil mi? Unutmak ne garip şey ki, unutanlara unuttuğunu da unutturuyor. Dipsiz bir kuyuya düşüyor gibisin; içindeki unutuş bin kuyuyu kuyuya atıyor. Seni unutmak bana haram olsun. Unutulmak ne acı şey ki; unutulanın unutulduğu kimsenin hatırına gelmiyor. Sonsuz bir karanlıkta yitiyor gibisin; unutuluşun nice karanlığı karanlığa itiyor. Senin unutman bana uzak olsun. Alev üşür mü bi’tanem? Taş katılığına yanar mı? Dağ yalnızlığına ağlar mı? Ayrılığın araya girmekten bıktığı olur mu? Yalnızlığın da canı sıkılmaz mı? ...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilLaik sistemin öngöremediği bir durum daha! Acaba yanlış nerede yapıldı bilemiyorum. Fekat görünen o ki bilgisayrlar bile tesettüre giriyor ve devrim kanunlarına karşı ciddiyetsiz tepkiler devam ediyor. Ordu nerde yahu? Jenderme copunu bu halk denen sürünün sırtından eksik edince iş buralara geliyor. Ahh nerde milli şef döneminin jendermeleri. Hepinizi sabun yapacağız, başka bir yol görünmüyor!! (Bu cümlenin telif hakkı sıkı bir laik profesöre aittir ve şahsıma karşı şaka ile söylenmiştir. Cevap olarak da şahsım tarafından, temizliğin imandan geldiği belirtilerek dolayısıyla bedenimden yapılacak sabunla husule gelecek hijyen durumunun bana ancak huzur vereceği belirtilmiştir.) Muhabbets..
YanıtlaSilüstteki yorum bir çok dimağı aşan anlamlı-keyifli-ironik bir yapılanma(!).
YanıtlaSil