Kayıtlar

tıpta uzmanlık süreleri değişti

18 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayınlanan "Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği"ne göre tıpta uzmanlık süreleri değişti, diş hekimliğine de 6 uzmanlık dalı ve diş hekimliği uzmanlık sınavı (DUS) getirildi. Tıpta uzmanlık süreleri genel anlamda kısaltıldı. Cerrahi branşların eğitim süreleri 5 yıl olarak belirlenirken, Dahiliye, Çocuk Hastalıkları, Kardiyoloji gibi 5 yıllık uzmanlıklar 4 yıla indirildi. Ana dal ve yan dal toplam eğitim süresi 7 sene olacak şekilde 4 yıllık uzmanlık branşlarının yan dalları 3 sene, 5 yıllık uzmanlık branşlarının yan dalları ise 2 sene olarak belirlendi. Yönetmelikte bazı dalların isimleri değişirken yeni yan dallar getirildi. Diş hekimlerine uygulanacak olan DUS ile diş hekimleri de 6 dalda uzmanlık yapabilecekler: Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi (4 yıl), Ortodonti (4 yıl), Endodonti (3 yıl), Periodontoloji (3 yıl), Pedodonti (3 yıl), Protetik Diş Tedavisi (3 yıl). Yönetmeliğin tamamını okumak için tıklayınız..

"Seni Seviyorum" diyemeyenlere güzel bir yazı

Mustafa Ulusoy'un güzel bir yazısını buradan paylaşmak istiyorum: "Seni sevdiğimi söylememe ne gerek var " Kadın dertli. Kocasından. Adam da karısının dertlenmesinden. Kadın ısrarcı. Adama gına gelmiş aynı şeyi duymaktan. "Ne gerek var ki! Tutturmuş bir beni sevdiğini söyle diye. Kadın bir kere kafasına koymuş, ölmek var dönmek yok. İllaki duyacak o 'seni seviyorum' lafını. Kadın mizacı işte. Ee haklı da. "Nişanlıyken birkaç sefer söylemişti. Şimdi de duymak istiyorum." Yerini yurdunu onun gözüyle görmek istiyor. Yetmez, duymak da istiyor. "Yoksa niye evlendik ki?" Hakikaten insanlar neden evlenir? Tek başına hayatın zor olmasından mı? Birlikte yaşamanın zorluğuyla hiçbir şey aşık atamaz halbuki. Ee o zaman. Sevdiğinin gözüyle varlığına bakmak şöyle bir. Sevdiğinin sözleriyle bakmak varoluşuna şöyle bir. Adamın ısrarcılıkta karısından aşağı kalır yanı yok. "Akşama kadar didiniyorum. Onca sorunla boğuşuyorum, karım ve çocuklarım

bu çocuklar adamı öldürür.. :D

Geçen gün babam, amcam, yengem plastik cerrahi hakkında konuşuyorduk. Bir ara ben "plastik cerrah" deyince kardeşim Emir bekletmeden sordu sorusunu: Hiç plastikten cerrah olur mu? :D Bu akşam da yine bir yanlış anlamaya binaen minik komşularımızdan M.Fatih'ten orjinal bir soru geldi. Akşam amcam ve kardeşlerimle dışarı çıkarken kardeşim Ömer biraz gecikti. Biz Ömer'i aşağıda, apartmanın bahçesinde bekliyorduk. Bu esnada M.Fatih de bizim ufaklıklarla aşağıda top oynuyordu. Sonunda Ömer aşağıya inince ben "Bizim tiki de sonunda geldi" dedim. Bunu duyan M.Fatih de yapıştırdı sorusunu: Ömer Abi'nin tiki mi var? :D

kardeşim emir'in dans performansı..

Yorumu izleyicilere bırakıyorum :D

Trakya V.Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi: Diyabet ve Endokrin Hastalıklar

Resim
TÜBAT (Trakya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Topluluğu) olarak bizim birinci, üniversitemizde gerçekleştirilmiş 5. öğrenci kongresini düzenlemeye karar verdik.. 23-25 Ekim 2009 tarihlerinde diyabet ve endokrin hastalıklar konulu Trakya V.Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi'ni Edirne'de düzenleyeceğiz.. ..Facebook kongre iletişim grubumuz..

mayıs'09 | kongre ayı

Resim
Mayıs ayı benim için bi nevi kongre ayı oldu. 3 kongreye katılmış bulundum mayıs ayı içinde.. 14-17 Mayıs 2009 tarihlerinde İstanbul'da Maltepe Üniversitesi'nin düzenlediği "PEDCON2009 International Pediatrics Medical Student Congress"e bu sene katıldığım diğer öğrenci kongreleri gibi TÜBAT olarak kalabalık bir grup olarak katıldık. Maltepe Üniversitesi bünyesinde yer alan 5 yıldızlı Marma Kongre Oteli'nde konakladığımız kongrede bilimsel programından sosyal programına herşey gayet güzeldi. Aksilikler olmuştur belki ama olduysa da biz görmedik. Öğrenci kongreleri sayesindeki güzel dostluklarımızı burada daha da pekiştirirken yeni dostluklar kurduk. Yakında ev sahibi - misafir kavramı ortadan kalkacak gibi görünüyor. :) Yurtdışından gelen katılımcılar kongreye renk kattılar. Traditional Night'da ülkelerinin yöresel kıyafetleri ile katıldılar, hepberaber Eurovision'u izledik, hep beraber Türkiye'yi ve katılımcı yabancı arkadaşlarımızın ülkelerini dest

ANTBAT II. Genel Tıp Öğrenci Kongresi ve Kültür Sempozyumu

Resim
19-17 Nisan 2009'da Ankara'da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeydik TÜBAT olarak. Öncelikle bir teşekkürle başlamak istiyorum: Bu kongrenin hazırlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.. Ankara'da bizi hiç yanlız bırakmayan, her an yanımızda olan Ankara Tıp'lı arkadaşlarımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum.. Oldukça sıcak bir ortam vardı Ankara Tıp'ta.. Bilimsel program, vaka sunumları ve araştırma sunumlarından oluşmaktaydı ve yorucu değildi.. Benim şahsi fikrim böylesi bilimsel programlar konu anlatımı şeklindeki bilimsel programlara göre daha güzel, daha ilgi çekici ve yormuyor.. Pek çok üniversitenin katılımlarıyla birbirinden güzel sunumlar izledik. Bizden de Hatice arkadaşım pediatrik olgu sunumuyla bize gerek sözel gerek görsel sunumuyla ve teşekkür slaytındaki kardeşimin fotoğrafıyla :) gerçekten güzel bir sunum yaptı.. Kendisini burdan da tekrar tebrik ediyorum.. :) Tümata Müzik Terapi Grubu'nun ruhu dinlediren müzikleriyle i

yirmibir

... 20 yıl 363 gün 20 yıl 364 gün 21 yıl (17.04.09) 21 yıl 1 gün 21 yıl 2 gün ... zaman akıp gidiyor..

'elif şafak / aşk' romanından seçtiklerim..

“Beşinci Kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarımı. ‘Aman sakın kendini’ diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ‘Bırak kendini, ko gitsin!’ Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!” (sf.95) … “Altıncı Kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.” (sf.96) … “On Dördüncü Kural: Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?” (sf.134) … Oysa Ella’nın David’e soru sormamasının bir sebebi vardı: Cevaplarla nasıl baş edeceğini bilmiyordu! Ne yapacağını bi

bisiklet gezileri - 2 | büyükdöllük köyü..

Resim
Dün TÜBİT (Trakya Üniversitesi Bisiklet Topluluğu)'in düzenlediği bisiklet turuna katıldım.. Sabah 9:30'da her zamanki buluşma noktasından Zübeyde Hanım Parkı'ndan hareket ettik yaklaşık 50-60 kişi.. İstikametimiz Edirne'nin Büyükdöllük köyüydü.. Yolumuz uzuncaydı. Gün boyunca toplam 34 km. pedal çevirmişiz. (GoogleEarth verilerine göre.. :)) Benim buluşma yerine gidişim gelişim de yakla şık 4-5 km'ymiş.. Yani bi 40 km kadar pedal çevirmişim bugün.. :) Güzergahı mız genel olarak pek engebeli değildi ama arada bikaç yokuş bizi yormadı desek yalan olur hani.. Neyse nihayet vardık köyümüze.. Benim ilk gözüme ç arpan köyü n büyükçe camisiydi. Köy kahvesine vardığımızda ben hemen oradaki bir köylüyü yakalayıp minareye çıkmak istediğimi söyledim. İzni alıp çıktım minareye .. :) Oradan köyü ve aşağıdaki çocukları fotoğrafladıktan sonra minareden inip köyde fotoğraf çekmeye devam ettim. Kahvenin etrafında saklambaç oynayan çocuklar ve köy kahvesinde oturan amcalar ve dedel